PANDEMİ DÖNEMİNDE BESLENME
- ayseakmann98
- 17 Mar 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 15 Şub 2024
Pandemi döneminde çocuktan yaşlıya obezite oranı arttı. İnsaları obeziteye iten durum nedir?
Pandemi döneminde evde daha çok zaman geçirilmesi ile beraber hareketsizliğin arttığını gözlemliyoruz. Çocuk, yetişkin ve yaşlı her birey için obezite bir risk faktörüdür ve beraberinde çokça kronik hastalığı getirmektedir. Bunların yanı sıra sosyal hayattan uzaklaşan bireylerde gelişen kaygı bozukluğu ve stres de çeşitli yeme bozukluklarına iterek beslenme alışkanlıklarını değiştirmekte ve gün içerisinde aldığımız kalorinin artmasına sebep olmaktadır.
Bu durumu nasıl tersine döndürebiliriz?
Bu dönemde yaşanan durumu aksine çevirmek için elimizde 3 altın anahtar bulunuyor.
İlk olarak masabaşı çalışan veya ev içinde hareketsiz kalan kişiler için fiziksel aktiviteyi artırmak adına günde en az yarım saat eforlu bir egzersiz yapılması faydalı olacaktır. Metabolizma hızına en çok zarar veren faktörlerden biri hareketsiz bir yaşamdır ve yavaşlayan metabolizmayı beslenme haricinde artırmanın tek yolu ise egzersizdir.
Günlük hareketliliği artırmak harcanan enerjinin artması ile beraber metabolizmayı hızlandırır ve kilo verme sürecine doğrudan etki eder.
İkinci altın anahtarımız ise dengeli beslenmeyi hayat standartı haline getirmek. Basit gibi görünen bu cümlenin ardında bir yaşam tarzı değişikliği yatmaktadır. Evde sık bulunduğunuz pandemi dönemlerinde kendi yemeklerinizi yaparak değerlendirebilirsiniz. Düşük kalorili ve sağlıklı yemekler yaparak gün içersinde aldığınız enerjiyi 1000 kaloriye kadar eksiltme şansınız bulunuyor. Hareketsiz olduğunuz dönemlerde hamurişi yani yüksek karbonhidrat içeren besinlerin tüketiminin artması doğrudan yağlanmayı artırmakta ve obezite için zemin hazırlamaktadır.
Sağlıklı bir beslenme planı her besin grubunu barındırmalıdır (Süt, et, yumurta, kurubaklagil grubu, sebze ve meyve grubu, ekmek ve tahıllar, yağlar). Bu besin grupları gün içerisinde 3 ana öğün ve 3 ara öğün ile dengeli bir planla tüketilmelidir. Tek bir öğünde yoğun bir kalori almak yerine besinleri gün içerisine dağıtarak ve ara atıştırmalarla kan şekerini dengeleyerek sağlıklı beslenme rutinini yakalamamız mümkün.
Üçüncü önemli adımımız ise stres kaynaklı oluşan yeme bozukluğu ve bununla beraber gelen yeme ataklarının önüne geçmek olmalıdır. Sosyal yaşantımızın pandemi ile birlikte değişmesi ve sürecin üzerimizde oluşturduğu psikolojik etkiler birçok kişide yeme bozukluğu olarak kendini göstermiştir. Bu durumda ilk olarak yeme düzeninden önce stres faktörünü azaltmak gerekmektedir.
Yeme bağımlılığı durumunda sevdiğiniz besinler ile zihniniz arasında duygusal bir bağ gelişir ve bu besini her tükettiğinizde mutluluk hormonları devreye girer. Bu düzen devam ettikçe yemeğe karşı bağımlılık başlar ve her stres durumunda duyguyu bastırmak adına yemeğe yönelim artar. Bunu değiştirmenin en etkili yolu zihninizi rahatlatmaya yardımcı olacak, mutluluk duyarak yapacağınız hobiler edinmek olacaktır.
Odağınızı daha farklı alanlara yönelttikçe yeme ataklarınız azalabilir ve sağlıklı beslenmeye bir adım daha yaklaşabilirsiniz. Atakların sıklığı önleyemediğiniz bir durumda ise mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız.

Comments